10 Kasım 2010 Çarşamba

O Gece

    Kendine bir fincan kahve hazırladı, çoğu gece yaptığı gibi... Koltuğuna gitti, bilgisayarını kucağına aldı. 'Bir şeyler yazsam mı?' diye geçirdi aklından. Yazarken mutlu olduğunu farketti. Ne yazacağına dair en ufak bir fikri yoktu ama, sorun buydu.

   Genelde yaşadığı olaylar ya da duyguları üzerine yazmayı severdi. Çünkü, kendini yazılarıyla belki de daha iyi ifade ediyordu. Birileri okuduğunda, onunla aynı frekansta olduğunu düşünse, bu bile mutlu ederdi onu. Yazıyordu işte birşeyler kendince... Çok kaygısı olmadan, umursamadan, çok düşünmeden... Bazen 10 dakikada koca bir metin oluşturuyordu. Elinden çıkıveriyordu kelimeler saati geldiğinde...

      Kendini, bir çok gece olduğu gibi, o gece de yalnız hissetti. Sanki asırlardır yalnızdı... Sevgisizdi... İlgiye ve şefkate çok ihtiyacı olduğunu hissediyordu. Ama, bunu nereden temin edeceğine dair en ufak ipucu yoktu. Bazen ufacık bir bakışta, bazense tek bir kelimede yaşamak istiyordu bunu. Ama yetmiyordu işte. Hiçbir şey, içindeki açlığı doyurmuyordu.

    O kadar kırgındı ki, o kadar yara almıştı ki, ne iyileştirebilir bunu diye düşündü. Kendiyle başbaşa kaldığı gecelerde, hep buna yanıt aradı. Bir ilaç olmalıydı. Tek bir açık yara bırakmayacak, hepsini kapatacak bir şey... Bir süredir yalnızdı zaten. Kendiyle yapayalnızdı. Kendini sorguladı, kendini eleştirdi, kendini sevdi, kendisiyle konuştu, kendini duydu, kendini gördü, kendine sarıldı... Ama  ikinci bir yarı daha olmalıydı hayatında. Bir şey eksikti ve bunun eksikliğini gün geçtikçe daha çok hissediyordu...

     Yalnızlığı ne kadar seviyorsa, yanında birisinin olmasını da çok seviyordu aslında... Kalbinde kocaman bir sevgi taşımak istiyordu. İçinde yeniden kelebeklerin uçuşmasını, o mutluluk kokusunu yeniden burnunda hissetmek istiyordu. Asırlardır yalnız gibiydi işte. Bunları hissetmeyeli, yaşamayalı çok zaman geçmiş gibiydi. O kadar eksiklikler vardı ki içinde, bunu doldurabilecek birinin olup olmadığı konusunda bile emin değildi.

  Bunları aklından geçirdiği dakikalarda, her gece yaptığı gibi fonda müzik dinliyordu. Dinlediği melodiler arasında kayboluyor, sözlerde kendini buluyordu. Her şarkının bir anlamı vardı ve insanın yüzüne bazen tokat gibi çarpıyordu. Bazı şarkılarsa, aslında onu anlatıyordu...

   Farkında olmadan mırıldanıyordu bir yandan. Mırıldandıkça farketti aslında kendini bu şarkıda bulduğunu. Şarkının sözleri; "If I'm blind, open my eyes 'cause I need to see again.. Save me now I'm broken" diyordu. Ne kadar bana yakın diye düşündü. Ne istediğinin o an  farkına vardı.

  Temiz bir sayfa açmanın zamanı gelmiş de geçmişti bile. Kördü, gözlerinin açılmasına ve tekrardan görmeye ihtiyacı vardı. Yeniden hayatında birşeylerin yeşermesi lazımdı. Bunun nasıl olacağını bilmiyordu ama... Beklediği birşey vardı sanki. O günü, o insanı bekliyordu. Nereden gelecekti, nerede rastlayacaktı orası meçhuldu ama...

  Bildiği tek şey vardı onun o gece... İçinde hissetmek istediği şey  ♥Aşk'tı. Sonu ne kadar kötü olursa olsun; bir kez aşık olmak istiyordu...

2 yorum:

Emre dedi ki...

Aşk herkes için bir ihtiyaç. Herkesin bulması dileğiyle (:

Ebru dedi ki...

Sade ve güzel bie anlatım.Mutluluk ve aşk seninle olsun